İÇİNDEKİLER

Risâletu'l İ'tikadati'l İmâmiyye

 Şii-İmâmiyye'nin İnanç Esasları

OTUZSEKİZİNCi BÖLÜM

ZALİMLER HAKKINDAKİ İNANÇ

 

Allah'ın rahmeti üzerine olsun Şeyh Ebû Câfer der ki: Bizim zalimler hakkındaki inancımız şudur1. Onlar lânetlenmişlerdir ve onlardan uzaklaşmak (berâet) vacibdir. Güçlü ve Yüce Allah, "...zalimlerin yardımcısı yoktur"2 buyurmuştur. Ayrıca Yüce Allah şöyle buyurdu:

"Allah'a yalan uyduranlardan daha zalim kim vardır? İşte bunlar Rablerine götürülürler ve şahidler, "Rablerine, yalan uyduranlar bunlardır' derler. (102) Bilin ki Allah'ın Ianeti zalimlik yapanlaradır. Bunlar Allah'ın yolundan alakorlar ve yolu eğriltmeye çalışırlar. İşte onlar ahireti inkar edenlerdir" 3

Allah ondan razı olsun İbn Abbas bu ayeti tefsir ederken, bu ayette geçen "Allah'ın yolu" (Sebilullah) sözüyle, selam üzerlerine olsun Ali b. Ebi Talib ve imamların kastedildiğini söylemiştir.

Güçlü ve Ulu Allah'ın Kitabı'nda iki türlü önderden (imam) söz edilmiştir: Doğru yola götüren önder (İmamu'l-Huda) ve Sapıklığa götüren önder (İmâmu'd-Dalâle). Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"Onları, insanları buyruğumuzla doğru yola götüren önderler yaptık..."4

Öte yandan Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"Onları ateşe çağıran önderler kıldık; kıyamet günü yardım görmezler. Ve bu dünyada lâneti ardlarına taktık; onlar kıyamet gününde de iğrenç kılınmış kimselerden olacaklardır"5.

 

"Aranızda yalnız haksızlık edenlere (zalimlere) erişmekle kalmayacak bir fitneden sakının..."6 ayeti indiği zaman, Nebi (s.a.a.) şöyle dedi:

"Vefatımdan sonra yerime geçecek olah Ali'ye (a.s.) haksızlık eden, sanki benim ve benden önceki nebilerin -selam üzerlerine olsun- peygamberliklerini inkar etmiş demektir. Ona haksızlık edene bağlılık gösteren kimsenin ise, bizzat kendisi zalimdir"7.

 

Güçlü ve Ulu Allah şöyle buyurdu:

"Ey inananlar ! Eğer imana karşı küfrü seviyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi veliler (dostlar) edinmeyin. Sizden kim onları dost tutarsa, işte zalimler onlardır"8;

"Ey inananlar! Allah'ın gazab ettiği kimselerle dostluk kurmayın. Kafirler kabir halkından nasıl ümidi kesmişse, onlar da ahiretten öyle ümidi kesmişlerdir"9;

 "Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları, oğulları, kardeşleri veya akrabaları da olsa Allah'a ve Resûlü'ne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsiniz. Onlar, Allah'ın kalplerine iman yazdığı... kimselerdir"10.

 Yine Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"...Sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır; şüphesiz Allah, zalim topluluğu doğru yola iletmez"11;

"Sakın zulmedenlere en ufak bir meyil duymayın, sonra size ateş dokunur..."12.

 

"Zulüm" kelimesinin anlamı, bir şeyi ait olmadığı bir yere koymak, demektir. Bu sebepten imam olmadığı halde, imamlığını iddia eden kimse, lanetlenmiş zalimdir13. Ve ehil olmayanı imamlığa oturtan kimse de lanetlenmiş bir zalimdir.

 

Ve Allah'ın salât ve selâmı ona olsun Nebi şöyle soylemiştır:

"Benden sonra Ali'nin (a.s.) imam olduğunu inkar eden, benim peygamberliğimi inkar eder ve benim peygamberliğimi inkar eden de Allah'ın Rab oluşunu inkâr etmiş olur"14.

(103) Ve Allah'ın salât ve selamı ona olsun Nebi şöyle buyurdu:

"Ey Ali! Benden sonra sana zulmedilecektir. Sana zulmeden, bana zulmetmiş; sana karşı doğru hareket eden bana karşı doğru hareket etmiş; seni inkar eden beni inkar etmiş; sana dost olan bana dost olmuş; sana düşman olan bana düşman olmuş; sana itâat eden bana itâat etmiş; sana isyan eden bana isyan etmiş olur"15.

 

Mü'minlerin Emiri Ali b. Ebi Talib'in (a.s.) İmamlığını ve ondan sonra gelen imamları (as) inkar eden biri hakkındaki inancımız, onun, bütün nebilerin (a.s.) peygamberliklerini inkar etm,ş biri gibi olduğudur16.

İnancımıza göre, Mü'minlerin Emiri'ni (a.s.) kabul eden; fakat ondan sonra gelen imamlardan (a.s.) birini inkar eden kimse, bütün peygamberleri (a.s.) kabul eden ve fakat Nebimiz Muhammed'in (s.a.a.) peygamberliğini inkar eden biri gibidir. Ve (imam Câfer) es-Sâdık (a.s.) şöyle demiştir:

 "Bizim en sonda gelenlerimizi bile inkar eden, en önce gelenimizi inkar eden gibidir".

Allah'ın salât ve selâmı ona olsun Nebi şöyle buyurdu:

"Benden sonra İmamlar onikidir. Onların ilki, selam üzerine olsun Mü'minlerİn Emiri Ali b. Ebi Tâlib, sonuncuları da selâm üzerine olsun el­Mehdi ul-Kaaim'dir. Onlara itâat bana itâat, onlara isyan bana isyandır; ve onların birini inkar eden, beni inkar etmiş olur17.

Ve (İmam Câfer) es-Sâdık (a.s.) düşmanlarımızın ve bize karşı haksızlık edenlerin küfründen şüpheye düşen kimsenin kendisi kâfirdir, demiştir.

Ve Mü'minlerin Emiri (a.s.) şöyle dedi:

 "Bana, annemin beni doğurduğu günden beri haksızlık edilmiştir. Öyle ki, Akil, göz hastalığına tutulur ve göz damlasını Ali'nin gözüne damlatıncaya kadar benimkine damlatmayın' derdi. Onlar da, göz hastalığım olmadığı halde, benim gözlerime damla yaparlardı".

Ali (a.s.) ile savaşan hakkındaki inancımız şudur:Allah'ın salât ve selâmı üzerine olsun Nebi şöyle buyurdu:

 "Ali ile çarpışan benimle çarpışmış; Ali ile savaşan benimle savaşmış demektir. Benimle savaşan ise Allah'la savaşmıştır".

Ve Nebi (s.a.a.) Ali, Fatıma, el-Hasan, ve el-Huseyn'e (a.s.) şöyle demiştir:

 "Sizinle savaşan kimsenin düşmanı; sizinle barış halinde olanın da dostuyum".

Allah'ın salât ve selâmı ona olsun Fatıma'ya gelince18., onun hakkındaki inancımız şudur: O, dünyanın, hem önceki hem de sonraki kadınlarının başıdır. Güçlü ve Ulu Allah, onu kızdırana kızar; onu hoşnut edeni de hoşnut eder. Çünkü Allah, onu ve onu sevenleri ateşten ayırmıştır. O, bu dünyadan; kendine karşı zulmedenlere ve hakkını alanlara ve babasından kalan mirasından mahrum edenlere kırgın olarak gitti. (104)

Ve Allah'ın salât ve selâmı ona olsun Nebi şöyle dedi:

"Fatıma benden bir parçadır. Onu üzen beni üzmüş; ona kötülük eden bana kötülük etmiş; onu sevindiren beni sevindirmiş demektir".

Yine Nebi -Allah'ın salât ve selâmı ona olsun- şöyle dedi:

"Fatıma benden bir parçadır ve iki böğrümün arasındaki ruhumdur (canımın içidir). Onu kızdıran şey, beni kızdırır; onu sevindiren şey beni sevindirir".

 

Bizim berâet (uzaklaşma) konusundaki inancımız şudur: Dört erkek puttan, yani Yeğûs, Yeûk, Nesr19 ve Hubel'den ve dört dişi puttan, yani Lat, Uzza, Menat20 ve Şira'dan ve bunlara tapanlardan ve onlardan ve onların taraftarı olanların ve onlara uyanların tamamından (berâet) uzaklaşmak vacibdir. Doğrusu bunlar, Allah'ın yarattıklarının en kötüsüdürder, ve Allah'a, Resûlü'ne (saa) ve selâm üzerlerine olsun masum imamlara (as), onların düşmanlarından uzaklaşmadıkça iman edilmiş olmaz.

Ve bizim selâm üzerlerine olsun nebiler ile selâm üzerlerine olsun masum imamların katilleri hakkındaki inancımız şudur: Onlar kâfirdirler, müşriktirler ve cehennemin en aşağı basamağında temelli kalacaklardır.

Ve bu anlattığımız şeylerin dışındaki şeylere inananın, bize göre, Allah'ın dini ile ilgisi yoktur.


1. Krş.: Akâid, 110 vd.

2. Bakara (2),270; Al-i İmran (3), 192; Mâide (5), 72.

3. Hud (11) 18 -19.

4. Enbiya (21), 73; Secde (32), 24.

5. Kasas (28(, 41-42. İrnamu'l-Hudâ, İmamu'd-Dalâle için bk.: Usûl, I, 215.

6. Enfâl (8), 25.

7. Krş.: Usul, I, 186 vd., 286 vd.

8. Tevbe (9), 23.

9. Mumtehine (60), 13.

10. Mucâdele (58), 22.

11. Maide (5), 51.

12. Hud (11),113.

13. BHA, 185 (A.F.). Krş.: Usul, I, 372 vd.

14. Krş.: Usul, 186 vd., 287 vd.

15. Krş.: Fyzec, Ismaili Law of Wills, 70-71 (A.F.). Ayr. bk.: Usul, I, 440-41.

16. FC, 48-49; KP, XI; Donaldson, 351-356 (A.F.). Krş.: Usul, I, 186 vd., 287 vd.

17. Krş.: Usul, I, 186 vd., 287 vd.

18. Şiiler arasinda Hz. Fatıma (as) en şerefli kadındır. Sünniler arasında değişik görüşler vardır: Hz. Hatice, Aişe ve diğerleri, MC, 130. el-Bağdadi; Hz. Hatice'den sonra Aişe ve Fatıma (as) konusunda değişik görüşler vardır, der. Ama sonunda şu sıralamayı yapar: Fatıma (as), Hatice (as), Aişe, Ummu Seleme. Hafsa (Ömer bin Hattab'in kızı) için bk.: MC, 183-184. Genellikle Fatıma'ya (as) Şiiler arasında birinci sırada yer verilir. Sünniler arasında ise, Hz. Fatıma ile Hz. Hatice arasında saygı bakımından değişmeler olmakla beraber, dereceleme konusunda pek çok farklı görüşler vardır. Dk.: Fatıma, Hatice, Aişe: Wensinck, Handbook (A.F.). Krş.: Usul, I, 458 vd.

 

19. Krş.: Nuh (71), 23. Âyette Hubel'den söz edilmez.

20. Krş.: Necm (53), 19-20. Ayette Şira'dan söz edilmez.

 

 

 

Bölüm 37

s:121    Bölüm 38

Bölüm 39